Ben Kimim

Hakkımda

Derler ki, bazen kalbindeki hazineyi keşfetmek için yola revan olman gerekir. Tıpkı çok sevdiğim bilgelik hikâyesindeki Mehmet Efendi’nin yaptığı gibi.

 

Kadim kültürlerin sembolik anlatıları ve onların taşıyıcıları olan hikâye anlatıcılarının gönlümdeki yeri her zaman farklı oldu. Uzun arayışlarım süresince bir gün benim de bu alana hizmet edeceğimi bilmeden, yola revan oldum.

 

17 yaşında hasbelkader girdiğim İstanbul Üniversitesi, Veteriner Hekimlik Bölümü’nü uzatmalı olarak bitirdim. Fakülte derslerini asıp tiyatro ve dans çalışmalarında kendimi kaybettiğim için uzamıştı okul. Yol beni çağırınca, Almanca öğrenip, Berlin’e gittim. Berlin Sanat Üniversitesi’nde önce Tiyatro Pedagojisi yüksek lisansını daha sonra burslu olarak Sanatsal Anlatım-Eğitimde ve Sanatta Hikâye Anlatıcılığı bölümünü bitirdim.

 

Uzun yollar boyunca aradığımın hikâye anlatma sanatı olduğunu keşfetmemin ardından tüm bilgi birikimimi ve deneyimimi bu alanın hizmetine sunmaya karar verdim. O günden beri kadim hikâyelerin üzerindeki tozları silkeleyip yorumluyorum.  Onları yeniden yazıyor ve anlatıyorum. Yanı sıra benim gibi masallara, mitlere ve şifahi anlatma geleneğine gönül vermiş, yaratıcı yöntemleri kullanarak kalbindeki hazineleri keşfetmek isteyen bireylere rehberlik ediyorum.

Referanslar

Hikâyelerimizin Buluştuğu Markalar

Şimdiye dek hikâyelerimizin buluştuğu markaların bazılarını aşağıda görüntüleyebilir ya da tümüne göz atmak için butona tıklayarak Seiba Anlatı Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Ödüllerim

Thüringen Eyaleti Masal ve Efsane Ödülü

2017 yılında Almanya’nın Thüringen eyaletinde “Thüringen Eyaleti Masal ve Efsane Ödülü”ne layık görüldüm. Yeşil Gazete’den Alper Tolga Akkuş ile yaptığım röportajı aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.

İlginizi Çekebilir

Basında Ben

Akademik Eğitimler

Berlin Sanat Üniversitesi

 Tiyatro Pedagojisi, Yüksek Lisans (M.A.)

İstanbul Üniversitesi

Veterinerlik Fakültesi, Lisans

İzmir Kız Lisesi

Lise Eğitimi

Sertifika Programları

Expressiv Arts Institute istanbul

Ruh Sağlığı, Eğitim ve Sosyal Değişim için Dışavurumcu Sanat Terapisi Programı

Varoluşçu Akademi

Temel Varoluşçu Analiz Eğitimi

Berlin Sanat Üniversitesi

Sanatsal Anlatım – Eğitimde ve Sanatta Hikâye Anlatıcılığı

Berlin Dock 11 Çağdaş Dans Okulu

Seneca Intensiv, Dans Pedagojisi Eğitimi

Berlin Tanztangente Çağdaş Dans Okulu

Hareket ve Okul, Dans Pedagojisi Eğitimi

İstanbul Oluşum Drama Enstitüsü

Yaratıcı Drama Liderlik Programı

Kadıköy Halk Eğitim Merkezi

Tiyatro Kursu

Atölyeler ve Diğer Eğitimlerden Seçkiler

ORFF Enstitüsü

Farklı Atölye Çalışmaları; İstanbul

  • Hareket, Dans, Müzikle Oyun ve Hareket Tasarımı için çeşitli objelerin ve oyuncakların kullanımı
  • Doğaçlama Dans ve Grup Oyunları
  • Hareket, Dans ve Ritim
  • Beden Perküsyonu ve Cajón Hareket ve Doğaçlama Dans ve Hareket
    Tiyatrosu

ÇATDAL

Çağdaş Türk Dansları Araştırma Laboratuvarı; İstanbul

  • Dansçı

ÇATI

Çağdaş Dansçılar Derneği; istanbul

Düzenli olarak katıldığım çeşitli dans eğitimleri: Modern Dans, Bale, Çağdaş Dans, Butoh, Kontakt Doğaçlama v.s.

TİYATRO MANGA

Tiyatro Eğitimi

Her insanın kalbinde bir hazine sandığı olduğuna inanıyorum. Sandığın içi dünya ile paylaşacağımız güzelliklerle dolu. Kalbin karanlık derinliklerinde saklanmış bu sandığı bulmak için bazen çok uzaklara gitmek gerekiyor. Çağıran yolu dinlemek, yola revan olmak … Tıpkı en sevdiğim bilgelik hikâyesinde Mehmet Efendi’nin yaptığı gibi. Durun size kısaca bu hikâyeyi anlatayım.

 

Mehmet Efendi çok fakirdir. Yokluk içinde yanıp kavrulurken rüyasında Bağdat şehrini, şehirdeki köprüyü, nehrin öte yakasındaki ceviz ağacının altında gömülü hazineyi görür. Gecelerce aynı rüya ile uyanır. Rüyasındaki ses ona mütemadiyen “Bağdat’a git!” der. Mehmet Efendi sonunda yola revan olur. Bağdat’a vardığında şaşırır, kalır. Her şey rüyasında gördüğü gibidir. Heyecanlanır. Koşarak ceviz ağacına gider, altını kazmaya başlar. O sırada bir meczup gelir, ne yaptığını sorar. Mehmet Efendi her şeyi bir bir anlatır. Meczup, “Demek sen de rüyalara inanan aptallardansın. Ben onlardan değilim.” “Neden böyle söylüyorsun?” diye sorar Mehmet Efendi. Meczup, “Ben de senin gibi olsaydım benim de kalkıp Anadolu’ya gitmem gerekirdi. Her gece rüyamda Mehmet Efendi diye birini görüyorum. Evinin bahçesindeki armut ağacının altında hazine sandığı gizliymiş.” Rüyasının anlamı, o an Mehmet Efendi’ye ayan olur. Sözsüz teşekkürlerini sunar. Evine döner. Evinin önündeki armut ağacının dibini kazar. Hakikaten orada bir hazine sandığı bulur. O günden sonra ailesiyle bolluk bereket içinde yaşar.

 

Benim de tıpkı Mehmet Efendi gibi kalbimin orta yerine kök salmış armut ağacının altındaki gizli hazinemi bulmam için çok uzaklara gitmem gerekiyordu. Gitmeden önce neler mi yaptım?

 

1980 yılında Munzur dağlarının eteklerinde doğdum ve büyüdüm. Munzur nehrinin akışına tanıklık ettim. Dağların ardını merak ettim, hayal ettim hep. Çocukluğum doğada oyun oynamakla, ergenlik yıllarım edebiyat dünyasında kendimi kaybetmekle geçti.

 

17 yaşımda İstanbul Üniversitesi, Veteriner Hekimlik Fakültesi’nde okumaya başladım. 19 yaşındayken hayatıma tiyatro ve dans eğitimleri girdi. Bir ara okula gitmeyi bırakmıştım ve tüm vaktimi tiyatro ve dans çalışmalarına vakfetmiştim. Fakülteyi uzatmalı olarak bitirdikten sonra hekimlik yapmamaya karar verdim. Yaratıcı drama eğitimlerimin ardından çocuklar ve yetişkinlerle yaratıcılık üzerine çalışmaya başladım. Yanı sıra kendi sanatsal ifade yolumu arıyordum. Bir süre sonra oyunculuğun bana göre olmadığını anlamıştım. Eğitmenlik, yönetmenlik ve dans tam bana göreydi. Ama yetmiyordu. Eksik bir şey var gibiydi.

 

Bir süre sonra içime Berlin’e gitme isteği doğdu. Berlin, düşlerimde beni çağırıyordu. Almanca öğrendim ve gittim. 28 yaşında Berlin Sanat Üniversitesi’nde “Tiyatro Pedagojisi” yüksek lisansı yapmaya başladım. Yanı sıra “Dans Pedagojisi” eğitimleri aldım. Farklı sanat disiplinleriyle çalışmayı öğrendiğimiz bu bölümde kalbimdeki gizli hazineyi bana gösteren bir derste tüm kaderim değişti. Bu, hikâye anlatma sanatı dersiydi. Her hafta profesyonel anlatıcılardan; masallar, mitler ve efsaneler dinliyorduk. Dinlediğim anlatıcıların yarattığı hayal aleminde kendimi kaybettikçe aşka düştüm. Aradığımın hikâye anlatma sanatı olduğunu o zaman anladım. Aradığımın ne olduğunu bilmesem de bulduğumda onu tanımıştım. O günden sonra tüm zamanımı ve dikkatimi hikâye anlatıcılığına vakfetmeye karar verdim.

 

Yüksek lisansımı bitirdikten sonra aynı üniversitede “Sanatsal Anlatım-Eğitimde ve Sanatta Hikâye Anlatıcılığı” bölümünü burslu olarak okudum. O yıllarda babam beni çok şaşırtan bir aile hikayesini paylaştı. Babasının da masal anlatıcısı olduğunu ve köyde akşamları insanlara masal anlattığını anlattı. Şaşkınlığımı tahmin edebilirsiniz sanırım. Mehmet dedem de bir anlatıcıydı ve bana hiç masal anlatmadı. Nedeni sormayın, bu bir başka hikâyenin konusu. Dedemin bana uzattığı, dünyayı gören gözlerimizle göremeyeceğimiz hikâye anlatıcılığı bayrağını aldım, kabul ettim. Anladım ki bundan böyle; masallar, mitler, kadim hikâyeler ve anlatma sanatına hizmet etmeliyim. Bunu idrak ettiğimden beri hizmetimi aşkla yapıyorum.

 

33 yaşında İstanbul’a döndüm. Hikâyeler anlatmaya ve hikâye anlatıcıları yetiştirmeye başladım. 2015 yılında, 35 yaşındayken iki öğrencimle birlikte SEİBA Uluslararası Hikâye Anlatıcılığı Merkezi’ni kurdum. Merkezimizde şifahi anlatı sanatı alanında çeşitli projeler, eğitimler ve buluşmalar yapmaya başladık.

 

38 yaşındayken içimdeki yazarı keşfettim ve yazmaya başladım. Kadim hikâyeleri hem şifahi olarak hem de yazılı olarak aktarıyorum. Aldığım felsefe ve psikoloji eğitimlerinin yardımıyla bu hikâyelerin insanın anlam arayışındaki serüveninde nasıl ilham olabileceği üzerine tefekkür ediyor ve hem yetişkinler hem de çocuklar için yazmaya devam ediyorum. Ayrıca eğitimlerim aracılığı ile insanların içlerindeki hazineyi keşfetmelerine rehberlik ediyorum. Bunu özellikle kadim hikâyelerin, dışavurumcu sanat terapisinin, tiyatro ve dans pedagojisinin ve yöntemlerini kullanarak, yaratıcı ve oyuncu bir yolla yapıyorum. Aldığım psikoloji ve felsefe eğitimlerinden ilhamla kadim hikâyelerin şifa gücünü araştırıyorum.

 

Dünya macerasında kalbindeki hazineyi keşfettikçe ve yaratma macerasına katıldıkça ışıldayan insanlara keyifle eşlik ediyorum. Bunu yaparken; yazıyor, anlatıyor ve eğitimler veriyorum. Nefesim yettikçe buna devam etmek istiyorum.

Yaratıcı Süreçlerde Direnç

Yaratmak, var olanlar arasında yeni ilişkiler kurmak demek ve bu becerimizi hayatımızın her alanında kullanmamız icap ediyor. Sanatsal üretim yaparken, bir proje tasarlarken, bilimsel bir araştırma yaparken, bir eğitim tasarlarken, bir hayal kurarken…

 

Yaratma istencinin olduğu her yerde ise direnç fenomeni kendini gösterebiliyor. Her sanatçının çok yakından tanıdığı bu fenomen, yaratıcı süreci kesintiye uğratan bir deneyime dönüşebiliyor.

 

Yaratıcı süreçlerde ihmal edilen, bastırılan, yok sayılan direnç fenomenine yüzümüzü dönersek ve onunla oyuncu bir yaklaşımla temas edersek ne olur? Bundan yaratıcı sürecimiz nasıl etkilenir? Kendi deneyimlerimden ve birikimlerimden yola çıkarak tasarladığım atölyede bu soruların peşi sıra gidiyoruz.

 

Atölye, yaratıcı süreçlerinde direnç yaşayan herkese açık. Çalışmada katılımcıların oyunbaz bir tavırla kendi dirençleriyle temas etmeleri için yaratıcı alanlar açıyorum. Bunu yaparken Dışavurumcu Sanat Terapi temelli çalışmalar yapıyoruz ve kadim hikâyeler rehberimiz oluyor.

Bu atölyede 4 kişi ile çalışıyorum. Grup çalışması 15 saat sürüyor. Ayrıca her bir katılımcı ile 1,5 saatlik bireysel danışmanlık seansı yapıyorum.

Şifa Veren Masallar

Bu atölyede Şifa Veren Masallar kitabımdaki masalları anlatıyorum. Masal anlatımını izleyen yaratıcılık çalışmaları sayesinde kitabın kadın kahramanının yürüdüğü şifa yolundan yürüyoruz. Masallar ve sanat üretimi kendimizle temasımızı arttırırken, kadim anlatıların derin şifası bizde vücut buluyor.

 

Atölyeler 3 saat sürüyor ve katılımcı kısıtlaması olmadan online olarak çalışıyorum.

İçe Dönüş Yolculukları

Bu atölye serisini yol arkadaşım Roza Erdem ile hayal ettik ve hayata geçiriyoruz. Amacımız bir masaldan yola çıkarak, katılımcıları masalın tuttuğu aynada içsel bir yolculuğa çıkarmak. Kolaylaştırıcısı olduğum atölyelerde önce bir masal anlatıyorum. Akabinde masaldan ilhamla Dışavurumcu Sanat Terapisi temelli çalışmaların ve farklı yöntemlerin yardımıyla yaratıcı bir süreç yaşıyoruz. Katılımcılar kadim masallar ve yaratıcı pratikler yardımıyla kendileriyle daha fazla temas ediyorlar ve farkındalık ile başlayan şifa kapıları aralanıyor.

 

Atölyeler 2,5 saat sürüyor ve katılımcı kısıtlaması olmadan online olarak çalışıyoruz.

Masalın İncileri

Bu eğitimi hikâye anlatıcılığı alanında deneyimi olan anlatıcılar için tasarladım. Anlatıcılar bu eğitimde parmak izlerini anlattıkları hikâyeye nakşetmeyi öğreniyorlar. Bu sırada yaptığımız disiplinler arası sanat çalışmalarıyla yaratıcılık kaslarını güçlendiriyorlar. Anlatıcılar eğitimin sonunda kendilerini anlatacakları masala daha fazla katmayı öğreniyor ve kendilerine has anlatı tarzına daha fazla yaklaşmış oluyorlar.

 

Eğitim 12 saat sürüyor ve 12 kişiden oluşan bir grupla online olarak çalışıyorum.

Bedenin Anlattığı Hikâyeler

Bu eğitimi hikâye anlatıcılığı alanında deneyimi olan anlatıcılar için tasarladım. Eğitimde; Dışavurumcu Sanatlar Terapi temelli çalışmalar, Tiyatro ve Dans Pedagojisi yöntemlerini kullanarak beden, ses ve mekân farkındalığı çalışmaları yapıyoruz. Anlatıcının bedeniyle güçlü bağlar kurmasına, anlatacağı hikâyeye bağlanmasına ve hikâyenin bedenini yeniden tasarlamasına yardımcı oluyorum.

 

Eğitim 24 saat sürüyor ve 24 kişiden oluşan bir grupla online olarak çalışıyorum.

Hikâye Anlatıcısının Saf Bakışı

Bu eğitimi; anlatma sanatına ilgi duyan, içindeki anlatıcıyı uyandırmak isteyen ve kadim anlatı geleneğine dahil olmak isteyen herkes için tasarladım. Ancak kendisiyle bağı güçlü olan anlatıcıların zamansız kadim anlatılara zamanın elbisesini giydirebileceklerine inanıyorum. Bu sebeple eğitimde anlatıcı adaylarına bir yandan şifahi anlatı sanatının tekniklerini öğretirken bir yandan da kendileriyle kurdukları bağı güçlendirecek yaratıcı ve sanatsal pratikler için alan açıyorum.

 

Bu eğitim 36 saat sürüyor ve 24 kişiden oluşan gruplarla hem online hem de yüz yüze olarak çalışıyorum.

Güçlü Kadınların Masalları

Masallarda mevcudiyet gösteren kadınlar genel kanının aksine çok güçlüdür. Kadınların, farklı suretlerde karşımıza çıkan güçlerini en güzel masallar anlatır. Bu anlatı serisinde güçlü kadın kahramanların masallarını yeniden yorumlayarak anlatıyorum.

İki Dünya Arasında Aşk Masalları

Dinleyicisi ile 2015 yılında buluşmaya başlamış, yetişkinler için hazırladığım bir anlatı programıdır. Bu anlatıda denizler ile karalar, gökyüzü ile yeryüzü, müzik ile masal buluşur. Her masalda karşımıza aşk çıkar. Balina ile ağacın, denizler prensesi ile cesur balıkçının, kral ile gökyüzü prensesinin aşkıdır anlatılan. İki dünya bazen buluşur; bir olur. Bazen kavuşamaz; ayrılık doğar. 

 

Anlatıcı ve müzisyen; buluşan, kavuşamayan, birbirine özlem duyan İKİ DÜNYA’nın arasında kalır. Anlatılan kimin hikâyesidir, bunu kim bilebilir? 

 

Hikâye Anlatıcısı: Nazlı Çevik Azazi 

Müzisyen: Faysal Macit 

Anlatıcı Koçu: Senem Donatan 

İllüstrasyon & Afiş Tasarımı: Hande Ünver

Yaşayan Anlatılar

Bu program anlatı ve atölye deneyiminin harmanlandığı hibrit bir yapıdır. 2023’te Sakıp Sabancı Müzesi’nin, MÜZEDE SAHNE etkinliği kapsamında, Agnes Denes’in “Yaşayan Piramit” eserinden ilhamla hazırladığım bir programdan sonra aynı konsepti farklı sanat eserleriyle uygulama isteğimden doğdu Yaşayan Anlatılar.

 

Yaşayan Anlatılar; heykel, resim, illüstrasyon, fotoğraf gibi sergilenen bir eserin varlığına ihtiyaç duyar. İlham aldığı sanat eserine göre değişip, dönüşür. Her bir eserin varlığında bambaşka bir performans atölye yaratılır. Programda görsel sanatlar, kadim anlatılar ve Dışavurumcu Sanat Terapisi yaklaşımı bir araya gelerek dinleyici, katılımcılar eşsiz bir deneyim yaşatır. Dinleyici katılımcılar hem sanat eseriyle derin bağ kurar hem oyun oynayıp, yaratıcı süreci deneyimler hem de kadim anlatıları dinlerler. Tüm bu bileşenlerin yardımıyla içsel bir yolculuğa çıkarlar.

 

Süre: min 2, max 3 saat. Birlikte çalıştığım kurumun veya sanatçının konseptine ve sanat eserine göre değişiyor.

 

Yaşayan Anlatılar için müzeler, sanat galerileri, görsel sanatların herhangi bir dalında eser üreten sanatçılarla iş birliği yapıyorum.

Şirince Uluslararası Masallar Festivali

2013 yılında İzmir’in Şirince köyünde düzenlediğimiz uluslararası masal anlatıcılığı festivalinin sanat yönetmenliğini yaptım

Masalİstanbul

Masalİstanbul, İstanbul Küçükçekmece Belediyesi ve Seiba Uluslararası Hikâye Anlatıcılığı Merkezi iş birliği ile gerçekleşen uluslararası bir masal anlatıcılığı festivalidir. 2020 yılında başladığımız festivali her yıl düzenleniyoruz ve dünyanın dört bir yanından masal anlatıcılarını bir araya getiriyoruz. 7’den 77’ye herkes için masalların anlatıldığı ve farklı etkinliklerin yapıldığı festivalin sanat yönetmenliğini yapıyorum.

Bana Bir Masal Anlat Anne

Meslektaşım Selma Scheele ile tasarlayıp, uyguladığımız bu projede; Berlin Brunnen mahallesinde, farklı kültürlerden gelen kadınlara masal anlatıcılığı eğimi verdik. Kadınlar eğitimin ardından hem Brunnen mahalle evinde hem de okullarda çocuklara masallar anlattılar.

Kulak ver Bana /
Leih mir dein Ohr

Türkiye, Almanya ve İsviçre’deki gençleri buluşturan çok dilli hikâye anlatıcılığı projesinin hayalperestleri arasında ben de vardım. Almanya ve İsviçre’den meslektaşlarımla birlikte hayal edip uygulamasını yaptığımız projemizi 2014 yılında hayata geçirdik. Projede bir araya gelen gençler bir masalı farklı dillerde ve birlikte anlatma pratikleri yaptılar. Daha sonra masallarını farklı mekanlarda dinleyicilerle buluşturdular.

 

Proje ortakları; Anlat Bana Kültür Sanat ve Eğitim Derneği – Türkiye / TOJ – İsviçre / OUTREACH – Almanya

Hayallerin Gücü Adına

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) için içerik tasarımını yaptığım bu projenin eğitim uygulamasını SEİBA ekibi olarak yaptık. QNB Finansbank’ın desteği ile hayata geçen projeyi 2018-2020 yılları arasında gerçekleştirdik. Proje kapsamında; Türkiye’nin farklı illerinden gelen üniversiteli gençlere yedi gün boyunca hikâye anlatma sanatı ve anlatı pedagojisi alanında eğitimler verdik. Gençler sürecin sonunda bulundukları illerdeki okullara gidip çocuklarla çalıştılar. Bu çalışmada çocukların hayal gücü kaslarını geliştiren altı haftalık programı uyguladılar ve sonunda çocuklar kendi masallarını yazdılar. Projenin danışmanlığını da ben yürüttüm.